16 Aralık 2010 Perşembe

Kayıp Aranıyor

      İnternet sitesinde arkadaşlarımın fotoğraflarına baktım az önce. Hepsinin de sevgilisiyle çekilmiş resimleri vardı. Sanki herkes mutlu da bir ben mutsuzum gibi hissettim. Mutsuz olmak için geçerli sebeplerim neler onu da bilemiyorum tam olarak. Kulaklıklarım, sevgilimin en sevdiği şarkıyı çalıyor. Sanırım biraz olsun yumuşamamın sebebi de bu.
      Oysa şu an nerede olduğunu ve ne yaptığını bilmiyorum. Ayrıca daha dün gece kavga ettik. Pek de kavga denemez aslında, kısacası bana biraz alındı, fazlaca bağırdı ve ben de bunun üstüne hiç konuşmadım. Öyle işte. Dünden beri de haber yok. Ve yine nefret ettiğim o kızı eklemiş internetten. Engellemiştim halbuki ben engeli kaldırınca kız tekrar eklemiş, benimki de kabul etmiş hemen. Kavga da ettik ya zaten, iyice kıskandırmak hoşuna gidecek beni. Hiç vakit kaybetmeden sildim tabi ben de tekrar.
      Biliyorum anlattıklarım son derece çocukça geliyor şu an size. Hatta muhtemelen birçoğunuz sayfayı kapattı bile. Ama bizim ilişkimiz de böyle işte. Kıskançlıklarla dolu, şüpheyle dolu. Bu yüzden yer yok ilişkimizde herhangi bir karşı cins arkadaşa. Sadece ben değil o da katlanamıyor bu duruma. Biz de içimizdeki şüphenin var olmasındansa uzaklaş(tır)mayı seçiyoruz genel anlamda.
     Bir haber alabilsem içimdeki, sıkıntı ferahlayacak biraz. Aksi gibi ne arıyor ne internete giriyor. İnternette girmediğine göre demek ki dışarıda. Ve ben nerede olduğunu bilemiyorum. Üstelik birbirimize on saat kadar uzaktayız. Aylardır görüşmediğimizi de hesaba katacak olursak, ölümcül bir hata yapma ihtimali oldukça yüksek yani. Gerçi içimde bir taraflar beni aldatmayacağını söylüyor ama yine de bir kızla görüşmesi, aynı ortamda bulunması bile yeterli bir sebep benim için. 
     Borderline olunca insan, aldatılmak ve terk edilmek adına mümkün olabilecek her ihtimali göz önünde bulundurma ihtiyacı hissediyor. Her an tetikte olmanız gerekiyor ne olur ne olmaz diye. Biliyorum, aldatmayı kafasına koyan insan, her şekilde bunu gerçekleştirir ama yine de, önlem alma gereksiniminden alıkoyamıyorum kendimi. Gerçi şu an alabileceğim herhangi bir önlem de yok ya her neyse. Ben biraz daha beklemeliyim sanırım....
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder